Hayatın Acı Seyri

Merhabalar sevgili okurlarım ve değerli dostlarım,

 

Uzun zaman oldu sizinle görüşmeyeli, nasılsınız? "Senin ki de soru mu şimdi" dersiniz bana, biliyorum; ben de sizler gibiyim, pek de iyi sayılmam. Yine de şükür deyip hayatın akışına bırakıp gidiyoruz kendimizi avuta avuta.

 

İnsanlar hayatları ve yaşamları boyunca içlerinde acı taşırlar; kimi geçmişten taşır, evlat acısıdır ya da anne baba acısı. Kimiyse başkalarının acısını taşır, kendi acısıymışcasına içten içe kül olurmuşcasına.

 

Çocuk olmak

 çocukluk hepimizin hayatındaki bir dönüm noktasıdır; kimimiz sokaklarda vurdu kırdı geçirdi, kimi köylerde kırların arasında daldı geçirdi, kimiyse şehrin göbeğinde bir apartmanda elektronik eşyaların arasında sustu geçirdi. Öyle ki herkes bir alanda çocukluğunu yaşadı, bitirdi ve serpildi gençliğe erdi. Ya ermeyenler; Narinler, Gülistanlar, İkballer, Ayşenurlar, Emineler… Onlara ne oldu? Bir avuç suya kayboldu gitti, kimi sır dedi adına, kimi cinayet, kimiyse katledildi. Herkes her şeyden bir haber unuttu gitti çocukluğu, çocukları, fidanları.

 

Ne suçu vardı onların? Ne yaşatmışlardı bize? Bir çocuk ne yapabilirdi ki, neye zarar verebilirdi ki? Bu sorunun cevabı aslında basitti; insanlık bitmişti, şükretmek bitmişti, iyilikler bitmiş, güven eksilmiş, sadakatse kalmamıştı. Unutmayın ki bir ailede ve yaşamda, yuvada her şeyde sevgi, saygı ve sadakat yoksa o mülkün temeli çoktan bozulmuştur.

korkar olduk

Çok korkar olduk komşulardan, korkar olduk akrabalardan, korkar olduk yaşamanın güzelliklerinden, korkar olduk dünyanın güzel enginlerini görmekten. Oysaki dünya ve Türkiye sanatla iç içe olsa, ilmek ilmek bağlanıp üretse, işte o zaman gayret deyip yeşerecek umutlarımız, o zaman gülecek Ayşeler, Fatmalar, Gülistanlar, Rabialar, Irmaklar ve Narinler. O zaman sevinecek anneler ve babalar, gurur duyacak atalar, babalar, büyükler. Bu sefer üzüntüden değil, sevinçten hıçkıracak Bozkır'ın engin dağlarından.

 

Yine de umudu kaybetmeksizin, yasa önlemini al diye haykırarak çare arıyor, ümit kapılarını bir bir zorlamaya elbette devam ediyor, mücadelemizi sürdürüyoruz.

 

Selam olsun evladını bağrına basanlara, okutanlara, sevipte kız erkek ayrımı yapmaksızın yüreyinde taşıyanlara. Selam olsun yüreği tertemiz vefalı olanlara.


YORUM YAZ

YORUMLAR

Şu an yorum bulunmamaktadır.