Sanat, insanlığın var olduğu günden beri var olan bir olgudur. Mağara resimlerinden günümüzün modern sanat eserlerine kadar, sanat her zaman insanın kendini ifade etme ve dünyayı anlamlandırma aracı olmuştur.
Türkiye'nin sanatla tanışma tarihi de insanlığın sanat tarihi kadar eskidir. Anadolu topraklarında yapılan arkeolojik kazılarda, Paleolitik ve Neolitik dönemlere ait mağara resimleri ve figürinler bulunmuştur. Bu eserler, Anadolu'da insanlığın ilk sanat eserlerinin üretildiğini göstermektedir.
Anadolu'da sanatın gelişimi, Hitit, Asur, Pers, Makedon, Roma ve Bizans gibi birçok uygarlığın etkisiyle şekillenmiştir. Her uygarlık kendi sanat anlayışını ve estetik değerlerini Anadolu'ya taşımış ve bu da bölgenin sanatının zenginleşmesine katkıda bulunmuştur.
Türklerin Anadolu'ya göç etmesiyle birlikte, Türk sanatı da Anadolu'nun sanat geleneğiyle harmanlanmış ve yeni bir sentez oluşmuştur. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, Anadolu'da mimari, hat sanatı, tezhip, minyatür, çini sanatı gibi birçok sanat dalında önemli eserler verilmiştir.
Cumhuriyet döneminde ise Türk sanatı, batılı sanat akımlarından da etkilenerek yeni bir dönüşüm yaşamıştır. Bu dönemde, resim, heykel, müzik, tiyatro gibi birçok sanat dalında önemli sanatçılar yetişmiş ve Türk sanatı uluslararası alanda da tanınmaya başlamıştır.
Sonuç olarak, Türkiye'nin sanatla tanışma tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Anadolu topraklarında yapılan arkeolojik kazılar, bu topraklarda sanatın insanlığın ilk dönemlerinden beri var olduğunu göstermektedir. Anadolu'da sanatın gelişimi, birçok uygarlığın etkisiyle şekillenmiş ve Türklerin Anadolu'ya göç etmesiyle birlikte yeni bir sentez oluşmuştur. Cumhuriyet döneminde ise Türk sanatı, batılı sanat akımlarından da etkilenerek yeni bir dönüşüm yaşamıştır.
Türkiye'nin sanatla tanışma tarihi, insanlığın sanat tarihi kadar eskidir ve bu tarihi anlamak, Türk sanatının zenginliğini ve çeşitliliğini kavramak için çok önemlidir.